• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Sırbistan’da Sancak’ın seçilmiş Müftüsü Muammer ef. Zukorlic’le Sancak’ın geleceği üzerine konuştuk.

SANCAK: SINIR ÖTESİ BÖLGE İLANI

Sırbistan’da Sancak’ın seçilmiş Müftüsü Muammer ef. Zukorlic’le Sancak’ın geleceği üzerine konuştuk.

Sırbistan’da Sancak’ın seçilmiş Müftüsü Muammer ef. Zukorlic’le Sancak’ın geleceği üzerine konuştuk. Karadağ ve Sırbistan’ın ayrılması neticesinde bölünen Sancak’ın Avrupa Bölgesi formülü ile birleşmesi, Sancak’taki İslam Birliği ve Bosna-Hersek Reis-ul Ulemalığı arasındaki ilişkiler, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu ilişkideki rolü, Zukorliç’in kurumsallaşma çabalarının bir neticesi olan Boşnak Kültür Merkezleri ve Sırp genişleme projelerine karşı Boşnakların bir millet olarak tesisini sağlayacak Boşnak İlim ve Sanat Akademisi’nin faaliyetleri konuştuğumuz konular arasında. Burada, Sancak’ın sınır ötesi bölge ya da diğer deyimle Avrupa Bölgesi ilanı konusundaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerine yer veriyoruz.

GKY: Konuşulacak pek çok konu var ancak en dikkat çekici olanı Sancak’ı Avrupa Sınır Ötesi Bölgesi yapma girişimleriniz. Karadağlı Sırp liderler Nebojsa Medojevic, Andrija Mandiç ve Miodrag Lekic ile görüşmeniz ilgi çekiciydi. Tepki de gördünüz. Sancak’ın bir sınır ötesi bölge olarak tasarlanması 8 Ekim’deki bu toplantılarda konuşulmuş. Makamınızda Medojevic ile yaptığınız ortak açıklamada “Bir evin odaları arasında sınır olamayacağı gibi Sancak’ın ortasından da bir sınır geçmemesi gerektiğini, bölgesel sınır ötesi bir özerkliğin tanınması gerektiğini,  Sancak bölgesinin özerklik derecesinin diyalog yoluyla tespit edileceğini ve tüm vatandaşların eşit haklara sahip olacağını, din ya da millet özerkliği değil bölgesel özerklik olacağını” ifade ettiniz. Bölge özerkliğinin, Sırbistan ve Karadağ’ın egemenliğine zarar vermeyeceğini de eklediniz. Basına bunlar yansıdı. Tam olarak nasıl bir anlaşma söz konusu?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Nebojša Medojević görüşme talebinde bulundu ve Sancak’ın bir Avrupa bölgesi olması konusunu tartışmak istediğini söyledi. Bildiğinizin aksine Sırp liderlerden biri değil, Demokratic Front’u temsil etmektedir. Biz Karadağlı olarak görüyoruz. Democratic Front da pek çok partiyi temsil ediyor, içinde iki Sırp partisi de var. Bizim için önemli bir talepti. İlk kez bu kadar yüksek pozisyondan biri bizimle ilgilenmişti. Uzun bir görüşme oldu ve gelecekte Sancak’ın sınır ötesi bölge olmasını ayrıntılı konuşacağımız konusunda anlaştık. Bu bir anlaşma değil sadece diyalog. Yani diyalogla statünün belirlenmesi konusunda anlaştık. Yasalara uygun bir otonomiden bahsediyoruz.

İki yıl önce geldiğimde, Sancak için otonomi istediğinizi söylemiştiniz, yeni durum yani Sancak için Avrupa Bölgesi hazırlıkları otonomiden vazgeçtiğiniz anlamına mı geliyor? Yoksa biri diğerinin içinde gizli ya da birbirini tamamlayan statülerden mi bahsediyoruz?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Otonomi en başından bu yana ana hedefimiz. Vazgeçmedik. Bu hedef Avrupa bölgesi olmakla geri plana atılmayacaktır. Avrupa’daki tüm Avrupa bölgeleri aynı düzeyde değil, bazıları sadece ekonomik bütünleşme çerçevesinde kurulmuş, Katalonya gibi bazı bölgelerin de üst düzey otonomisi var. Bazılarının otonomi düzeyi ise çok düşük. Farklı modeller var. Biz Sancak’ın gerçek bir otonomisi olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için diyalog yoluna gideceğiz.

İstediğiniz otonominin boyutları nedir? En üst düzeyde otonomi mi hedefliyorsunuz?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Herkes kendisi için en fazlasını ister ama bunun gerçekleşmesinin koşulları farklı olur. En yükseğini ancak savaşla alabilirsin ama biz diyalog istiyoruz. Bizim en yüksek isteklerimiz ile Sırbistan’ın en yüksek isteklerinin ortasında bir otonomi için konuşabiliriz. Beklentimiz Vojvodina’nın özerkliği gibi bir özerkliğimiz olması.

Dolayısıyla hem Sırbistan’dan otonominizi kazanmak hem de Avrupa Bölgesi olarak tanınmak istiyorsunuz? Bunun benzeri bir örnek Avrupa’da var mı?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Güney Tirol (Trentino–Alto Adige)  yani Avusturya ve İtalya arasındaki bölge bu modelle uyuşuyor. Otonominin iki bölgesi var, fonksiyonel olarak birbirleriyle bağlantılılar. İki bölgenin kendi hükümetleri var. 116 belediyeden oluşur. 1971’de oluşturulan ilk Avrupa Bölgesi’dir.

Bahsettiğiniz otonomi, kendi kurduğunuz okullarda eğitim müfredatını belirlemeyi de içeriyor mu?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Her halükarda otonomi kendini yönetmek demektir. Kendi insanın tarafından yönetilmek demektir. Şimdi aslında azınlıkların Avrupa’da sahip olduğu haklara sahibiz. Boşnaklara kendi dilinde eğitim hakkı var. Kendi kültürümüze göre eğitim hakkımız var. Ama otonomi, kendi eğitimini kontrol etmenin yoludur. Şimdi Belgrad, okul müdürlerini, müfredatı, prensipleri belirliyor. Avrupa Bölgesi olması durumunda ise bunları Sancak Hükümeti belirleyecek. Tarih, edebiyat, literatür, sanat, müzik kendi kültürümüze göre eğitim programına dahil edilecek. Bir Sancak Konseyi olacak. Hem Karadağ hem Sırbistan parçasından temsilciler olacak. Hükümet parçaları birlikte olacak. Kararlar iki bölgenin ayrı organlarınca yürürlüğe sokulacak. Ancak bu asla Sırbistan ya da Karadağ’ın egemenliğine aykırı olmayacaktır.

Yine de Sancak’ın geleceğini Çetnik olarak bilinen bir isimle yani Medojevic’le görüşmeniz sanırım biraz tepki doğurdu.

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Aslında bu ekip liberal ve sekülerdir.  Ancak önemli de değil. Mevzu Sancak’ın otonomisi olunca komünistlerle, demokratlarla,  Çentiklerle ya da radikallerle de  konuşmaya hazırım.

Karadağ Siyasetine Müdahale

Karadağ’da yeni kurulan parti de sizin fikriniz gibi duruyor. Artık Sırbistan sınırlarını aşma zamanı mı geldi?
Müftü Muammer ef. Zukorlic: Ben sınırları tanımıyorum, görmüyorum; kardeşlik sınırlardan daha önemlidir. Halkım nerede yaşıyorsa ben halkıma yardım etmek için oraya karışırım çünkü orada yabancı değilim. AB ile entegrasyonda o sınırlar da zaten kalkacak. Sancak haksız olarak bölündü, bu sınırlar içine kapatılmayı kabul etmiyorum. Halkım için özgürce çalışırım.

Peki ama Boşnak oylarının bölünmesine sebep olmayacak mı? Karadağ’daki Boşnakları temsil edecek milletvekili sayısı düşebilir.

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Çok partili sistemin doğal sonucu zaten oyların bölünmesidir. Diktatörler farklı parti istemez ki oyları bölünmesin. Partiler çoğulculuğun sonucudur, farklı düşüncelere imkan verir. Boşnak Partisi, kendi programına bile saygı duyamadı. Sancak’ın otonomisi için mücadele etmeliydi. Boşnak Partisi, Karadağ’ın Sırbistan’dan ayrılması konusunda referandum yapılmasından önce Sancak’ın sınır ötesi özerkliği için Karadağ ile bir anlaşma yapmıştı.  Yani sınır olacaktı ama Sancak’ın iki yakası birbirine bağlı olacaktı.  Milli politikalarından vazgeçtiler.

Son geldiğimde sadece Yeni Pazar’da Boşnak Kültür Merkezi vardı ancak Boşnakların yaşadığı her yere açma projenizden bahsetmiştiniz. Bu hedefe ulaşabildiniz mi?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Şimdi, Kosova-Prizren; Karadağ’da Rojaye, Petnica, Bar ve Podgorica’da; Makedonya-Üsküp’de, Almanya –Frankfurt’da, Luksemburg’da, Belçika-Brüksel’de; Bosna’da Sarajevo ve Srebrenica’da, İsveç-Malmö’de, ABD-New York’da ve Avusturya-Viyana’da birer Boşnak Kültür Merkezi açtık.

Almanya’da yardım toplama için düzenlenen bir toplantıda Almanya’daki Boşnaklardan tek bir gece de 733 bin Euro topladığınızı duydum. Bu kadar büyük bir para, hangi proje için neden verildi? İnsanları yüksek meblağlarda bağışa yönlendiren nedir, İslam Birliği için toplanması mı etken?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Güven en önemli faktör. Geldikleri yerleri seviyorlar ve buraya katkıda bulunmak istiyorlar.  İslam Birliği de eskiden vardı, kim üzerinden verecekleri ise değişti. Bağışlarda farklı etkenler var, bu reaksiyon bana vurulan darbelere cevap, bir tepki olarak çıktı. Madem onlar vermiyor biz vereceğiz dediler. Yüzlerce kişi şirket sahibi, yüzlerce de normal işçi olarak çalışan Boşnak vardı. Orta halliler. Ama belli bir rakam olunca büyük bir potansiyel oldu. Katılan çok kişi olunca toplamda çok para toplanmış oluyor.  Avrupa’da bana güvenen çok kişi olduğu için rakam büyük çıktı.

Bosna-Hersek nüfus sayımlarına aktif katıldığınızı medyadan gördük. Sayım sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Doğru, sayımlar için aktif çalıştım ama bunu kişisel olarak ya da Sancak Müftüsü olarak yapmadım. Dünya Boşnak Kongresi’nin Meclis Başkanı olarak orada bulundum zira dünyadaki bütün Boşnakları ilgilendiren  önemli bir sorundu. Medyada yer aldım, basın açıklamaları yaptım, halka içinde bulunduğumuz durumu anlatmak üzere düzenlenen kampanya ve girişimlere organizatörlük yaptım, halkımıza seslendim. Sayım bizim için çok önemli. Çünkü bizim devletimizi bizden almaya çalışıyorlar, Boşnakların toplam nüfusa oranı yüzde 50’den az olursa Bosna-Hersek artık Boşnakların devleti olmaktan çıkacak. Resmi sonuçlar hala gizleniyor. Boşnakların etnik olarak nüfusu hala açıklanmadı. Ancak yapılan paralel çalışmalar, Boşnakların yüzde 50’den daha fazla olduğunu gösteriyor. Bizi üzen, Republica Sırpska (Sırp entitesi) içinde çok az Boşnak kalması... Öldürülenler, kaçanlar ve göçenlerle birlikte bir milyon Boşnak’ı kaybettik.

Yurt dışı gezilerinizin amacı nedir? Genelde Avrupa şehirlerine ziyaret düzenlediğinizi görüyoruz.

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Dünya Boşnak Kongresi’ni açarken amacımız zaten tüm Boşnakları birbirine bağlamaktı. Dünya Boşnak Kongresi’nin Meclis Başkanı olarak genelde o tarafa doğru bütün ziyaretlerim. Elbette bazı projelerimiz için de para topluyoruz. Srebrenica’da Boşnak Kültür Merkezi, Peşter’de (Sienitca-Novi Pazar arasındaki bölge) Boşnak İslam Merkezi kurmak, Petnica’da Boşnak Kültür Merkezi binası yapılması projelerimiz var, bunlar için para topluyoruz.  Novi Pazar’da BANU için inşaatına başladığımız bir bina da var. Bir dahaki gelişinizde binanın açılışını görebilirsiniz.

Srebrenica demişken, buradaki Boşnak nüfusunun toplam nüfusa oranının savaştan önce yüzde 75-80 civarında olduğunu, savaştan sonra kimsenin kalmadığını, yavaş yavaş geri dönüşlerin başladığını biliyoruz. En son Boşnak nüfusunun oranı yüzde 20’ye ulaşmıştı. Son durum nedir? Srebrenica’da Boşnak Kültür Merkezi kurmakla neyi amaçlıyorsunuz?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Srebrenica’da Boşnak nüfusu her geçen gün artıyor. Yüzde 40’a ulaştı. Çünkü başardık. Belediye Başkanlığını artık bizden biri yani bir Boşnak kazandı. Boşnak Kültür Merkezi, Srebrenica’da yaşayanlara önem vermektir. Sancak İslam Birliği olarak bu topraklarda yaşananlara karşı bir merkez kurulması için herkesi davet ettik. Ölüme karşı hayata destek verilmesini istedik. Srebrenica’nın tüm dostlarını davet ettik. Srebrenica’daki Potiçari Şehitliği’nde bulunan, memorial kurbanların sembolüdür. Şimdiye kadar herkes ölüme destek veriyordu ve saygı duruşunda bulunuyordu. Tamam, evet bu çok önemli ama hayata da destek verilmesi gerekiyor. Orada yaşama kararı verenlere güç verilmesi gerekiyor. Hayatın, ölümün üzerinde olması için yaşayanlara güç verilmesi gerekiyor. Biz, Sancak’tan bir Boşnak Kültür Merkezi hediyesi vereceğiz. Herkesi, orada bir şeyler yapmaları için davet ediyoruz. Konsolosluk açılabilir, fabrika açılabilir, iş yerleri açılabilir. Bunları yapmakla “Biz burada hayatı destekliyoruz” diyecekler.

Srebrenica için (Boşnak toprağı olması, burada yüzyılın en büyük soykırımının işlenmesi ve Dayton Anlaşması ile Sırp yönetimine bırakılması bakımından) bir kurtuluş formülünüz var mı?

Müftü Muammer ef. Zukorlic: Srebrenica için formül, Sırp kontrolünden çıkması. Bölgenin en zayıf noktalardan birisi. Soykırım  yapanlar Srebrenica’da hükümet kurmasın. Özel bir bölge olarak, hayattaki tüm medeniyetlere ders olarak kalması gerekiyor. Bunu Bosna tek başına yapamaz, uluslararası destekle ancak yapılabilir. Düşünün Holocausta uğrayanların hala Nazilerin kontrolü altında olduğunu, buna benziyor. Soykırım yapanlar hala bu bölgeyi kontrol ediyor, bu nedenle tek formül burayı soykırımcının elinden almaktır. Boşnaklar Sırplardan güçlü olsun ki kontrol Boşnaklara geçsin ve böylece soykırımcının elinden almış olalım.





* Diplomatik Gözlem Balkan Editörü; 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkan ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı
* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Balkan ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı, gkyasin@gmail.com
 
Gözde Kılıç Yaşın*
 


1609 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın