RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU
Son yıllarda Batı Trakya Türk azınlığında yaşanan hızlı sosyal ve toplumsal değişmelerden dolayı ne yazık ki boşanan çiftlerin sayısı evlenenlerden daha fazla olmaya başladı.TOPLUMSAL BİR YARA ; BOŞANMALAR ARTIYOR Son yıllarda Batı Trakya Türk azınlığında yaşanan hızlı sosyal ve toplumsal değişmelerden dolayı ne yazık ki boşanan çiftlerin sayısı evlenenlerden daha fazla olmaya başladı. Sık sık intihar vakalarının yaşandığı toplumumuz içinde önemle üzerinde durulması gereken bir konuda boşanmalar. Ne yazık ki azınlık toplumu olarak yıllardır sürdürdüğümüz gelenek ve göreneklerimizin yanında aile değerlerimizden de ödün vermeye başladık.Günümüzün değişen çağına ayak uydurmaya çalışan genç nesiller maalesef bunun farkında değiller. Günümüzün yaşam serbestlği, sosyal medya ve TV lerde özlenen hayatların yanıltıcılığı ve bilinçsiz bireyciliği azınlık toplumunda aile değerleri açısından büyük yaralar açmakta. Yıllardır azınlığa uygulanan çeşitli baskı ve kısıtlama politikalarına günümüzdeki zor geçim şartlarınında eklenmesi ile müftülük kapılarında boşanmak için sıraya girenlerin çoğaldığı görülüyor. Bu gün burada toplumumuz yapısı gereği unuttuğumuz bir gerçekle karşı karşıya kalıyoruz. Batı Trakyada azınlık olarak yaşayan bu toplumun yılların getirdiği ekonomik kısıtlamalardan dolayı hala bir çok yerde evlenen gençler ailelerinin yanında aynı çatıda kalırken işsizlikten dolayıda ekonomik olarak ailelerine bağımlıdırlar. Yeni evlenen gençler her ne kadar kendi istedikleri doğrultuda yaşamlarına devam etmek isteselerde bu beklentileri ailelerin ekonomisi ile sınırlıdır.İşte boşanmalarda bu noktada başlıyor. Azınlık insanının büyük bir bölümü tütüne dayalı yaşam şartlarından ve bu günkü ekonomik krizin getirdiği külfetten dolayı kadınlar tarlalarda çalışırken, erkeklerde iyi bir gelecek umuduyla yurt dışına çalışmaya gittiklerinde aile bağları burada yavaş yavaş kopmaya başlıyor. Κızlarını gelin olarak yollayan bazı ailelerin kızlarının gittiği yerdeki ufak sıkıntılarına karşı yangına körükle gider misali bakması sonucunda ortaya çıkan boşanma sebebi ne yazık ki bu toplumda en fazla rastlananlardan bir neden. İşte bu aileler ne yazık ki Hz. Peygamberin bu sözlerinden habersizdirler: “Her hangi bir kadın gereksiz yere kocasından boşanmayı isterse, cennetin kokusu ona haram olur” ve “Allah, zevk için sık sık kadın değiştiren erkekleri ve zevk için sık sık koca değiştiren kadınları sevmez” buyurur ve boşanmaların uhrevî mesuliyetini hatırlatır. Diğer taraftanda başkasının kız evladını kendisine eş olarak alan ve evliliğin daha ilk günlerinde eşini aldatan erkeklerde az değildir. Tüm bu gerçekleri göz önünde bulundurarak toplumumuzda yaşanan ailevi çöküntünün önüne geçebilmek için herkeze görev düşmektedir. Toplumun her ferdi bir aile yuvasının yıkılmaması için gayret göstermelidirler. Bilindiği gibi evlilik, iki farklı kültürün birleşimidir. Taraflar ayrı ayrı yaşantıdan gelmişlerdir. Dolayısıyla yer yer eşler arasında ufak tefek tartışmaların olması bir derece kaçınılmazdır. Bunların evliliğin ilk yıllarında daha sık görülmesi tesadüfi değildir. Çünkü bireylerin çevre, yetişme tarzı, eğitim durumları; kısacası, sosyo-kültürel yönleri farklılık gösterir. Bu farklılıklar bazen şiddetli geçimsizlik boyutuna ulaşabilmektedir. Şiddetli geçimsizlik sebepleri arasında fikrî anlaşmazlıklar, fizikî kusurlar, iktisadî alandaki aksamalar, kusursuz eşi realite planında bulamayarak bireylerin sukût-u hayale uğraması, evlilik öncesi maharetle saklanan kusurların evlilik sonrası ortaya çıkması veya gereksiz zıtlaşmalar gibi bir çok faktörler sayılabilir. Doğrusu, hayat hadiseleri çok çeşitli olduğundan, bunları önceden tam olarak tespit etmeye ve birer birer saymaya da imkan yoktur. Son zamanlarda karşı karşıya kaldığımız Batı Trakya Türk toplumu içinde boşanmaların en önemli sebepleri arasında; 1-Eşler arasında birbirlerini aldatma (Zina) 2-Alkol ve uyuşturucu 3-Ekonomik sıkıntı (Fakirlik) Yıldan yıla bu sebeplerin giderek arttığını gözlemlemek ise, gerçekten üzücüdür. Bu verilere göre, özellikle evliliklerin ilk yıllarında boşanma oranının fazlalığı dikkat çekici ölçüdedir. Böyle olmasının sebebi, büyük bir ihtimalle, yeni evli çiftlerin henüz birbirlerinin kişiliklerini daha tam olarak tanıma imkanı bulamadan ayrılmaya yeltenmeleridir. Bu yüzden, eşler tarafından başlangıçta kolay gibi görünen bu yol hemen tercih ediliverilmektedir. Bu aşamada, muhtemelen gelecekteki hayatlarının iyilik ve güzelliklere gebe olabileceği hiç düşünülmemektedir. Hele hele çoğu zaman, eften püften bahanelerle bir kaşık suda fırtınalar koparıldığı da ender karşılaşılan bir durum değildir. Bütün bunlara, karı-kocanın birbirlerinin kişiliklerine saygı göstermemeleri, başlıca sebep olarak gösterilebilir. Sonuçta bu çiftler, tecrübesizliğin ve rehbersizliğin kurbanı olabilmektedir. Boşanma, amacına ulaşamayan evlilik birliğinin sona ermesidir. Yalnız boşanma çoğu zaman karı-kocanın birbirlerinden ayrılmalarıyla noktalanmaz. Boşanma geride onulmaz yaralar açan sonuçlarıyla, öncelikle karı-kocayı ve daha çok da boşanma yetimleri durumuna düşen çocukları ilgilendiren bir durumdur. Boşanmanın son çare olarak düşünüldüğü durumda bile gerek psikolojik gerek sosyolojik gerekse de ekonomik sebeplerden kaynaklanan bazı olumsuzlukların zamanla değişime açık olduğu hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Çünkü şartlar da fikirler de değişebilmektedir. Özellikle evliliğin ilk yıllarında daha sıklıkla rastlanan şekliyle görüş ayrılıkları ve geçimsizliklerin ilerleyen yıllarda gittikçe azaldığı tecrübelerle sabittir. Hatta başlangıçta problemli ailelerin mutlu sonları azımsanmayacak orandadır. Üstelik boşanma sonrası hayatlarının güzel olacağının hiçbir garantisi yoktur. Zaten, aile birliğinde önemli olan sevgidir, karşılıklı anlayıştır. Sevinç ve keder birlikte paylaşılır. Evlilikle kurulan bu aile yuvası, bir “huzur ve sükûnet” kaynağıdır.Bu yüzdendir ki Yüce Allah, farklı ayetlerde; hatta bazen aynı ayette hem kadına hem de erkeğe hitap ederek aile birliğinin sürekliliği için her iki taraftan özverili davranmalarını ister. Hayat paylaştıkça güzeldir. Saygılarımla Erhan İMAMOĞLU |
742 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |