RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU
Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, 1 Ağustos 2014 tarihinde fırtına ve yağan yoğun doludan etkilenen ova köylerini 24 Eylül Çarşamba günü ikinci defa ziyaret ederek, o günden bugüne yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı..AR DAMARINIZMI ÇATLADI, BU NE REZİLLİK! Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, 1 Ağustos 2014 tarihinde fırtına ve yağan yoğun doludan etkilenen ova köylerini 24 Eylül Çarşamba günü ikinci defa ziyaret ederek, o günden bugüne yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı..... Polonya’nın başkenti Varşova’ da düzenlenen AGİT İnsani Boyut Toplantısı’na Batı Trakya Türk Azınlığını temsilen Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) üyesi, İskeçe Türk Birliği (İTB) avukat Aysel Homko ve Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ) Genel Müdürü Pervin Hayrullah katıldılar...... Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 23-24 Eylül 2014 tarihlerinde Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi 27. Olağan Oturumu’na katıldı. İsviçre’nin Cenevre şehrinde düzenlenen oturumda Batı Trakya Türk Azınlığı’nı ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Grubu üyeleri Funda Reşit ve Fatih Hafızmehmet temsil ettiler..... Yukarıdaki haber kesitleri günlük azınlık basınından. Bu haberleri Batı Trakya Türklerinin dışında biri okuduğunda "Helal olsun ,aqdamlar mücadele veriyor" demekten kendisini alamaz.Hatta Bati Trakya Türklerinin acayip bir lobicilik faaliyeti içinde olduğunuda dillendireceklerin sayısıda az olmaz. Ama ya gerçekler öyle mi! Azınlık içinde bu işlerle uğraşanlar veya biraz ilgi duyanlar bilirler ki yıllardır uluslararası toplantılarda dile getirdiklerimiz hep aynı. 20 yıl önce ne yazdıysak karşımızdakilere ne aktardıysak hepsi aynı.Tek fark bu aynı şablonların başka kişiler tarafından okunması. Yunanistan içinde verdiği mücadelelerle adını altın harflerle tarihe yazdıran Batı Trakya Türklerinin üzerinde son yıllarda kara bulutlar dolaşıyor. Ülke içinde bırakın mücadele vermeyi sorunlar dahi dile getirilmiyor. Herkes adeta pembe gözlük takmış, yürek burkan içler acısı durumumuzu içten içe sessizce seyrediyor. Azınlık Danışma Kurulu kendini adeta feshetmiş, milletvekilleri sanki bu toplumun temsilcileri değil suya sabuna dokunmadan Batı Trakya ile Atina arasında mekik dokuyor bazıları anavatanda icraat yapmaya çalışıyor. Yani Batı Trakya Türkü ile ilgilenen yok. Azınlık insanın sorunlarıyla son zamanda ülkenin de içinde bulunduğu krizle tek başına mücadele etmeye uğraşıyor. Bu yazımda dile getireceklerimi ilk defa duyacak ve biraz da rahatsız olacaksınız. Zaten rahatsız oluyorsanız demek ki yaşıyorsunuz ve bazı şeyleri algılıyorsunuz. Gelin önce eğitimimize bir bakalım. Yıllardır azınlık önde gelenleri ve dernek başkanlarımız hep hani bağırırlar ya " Çocuklarınızı azınlık okullarına gönderin" diye bunun ne kadar safsata olduğunu açıklayacağım. Azınlığımızın yegane kurumları olan Celal Bayar Lisesi ve Muzaffer Salihoğlu Azınlık Lisesinin içler acısı durumuna parmak basacağım. Yıllardır o kadar baskılara rağmen azda olsa hakkımızı koruduğumuz o dönemleri arar olduk. Bu iki lisemizin öğrencileri Yunanistan'daki üniversite giriş sınavlarına başka Yunan liselerin vesayeti altında giriyor. Celal Bayar Lisesi öğrencileri Gümülcine'deki Müzik Lisesinin Muzaffer Salihoğlu Azınlık Lisesi de İskeçe'deki 3. Lisenin adı altında üniversite sınavlarına katılıyorlar. Yani sözde güzide okullarımızın varlığı dahi yok. Üstelik bu liseler yabancı liseler olarak kabul edildiği için bu liselerimizin başarı puanları ki bu 300 ile 1300 puana arasında değişiyor üniversite girişlerde sıfır olarak kabul ediliyor. Yani azınlık liselerinden mezun olan öğrencilerimiz 1300 puan eksikle atılıyor üniversite hayatına. Bu konuda ne okul yönetimi, ne veliler ne de milletvekillerimiz bir girişimde bulunmadı bakalım haberleri de var mı! Diğer taraftan Türkiye'de burslu okumaya hak kazanan 105 öğrencinin dışındakilerde Allaha emanet. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi bu günlerde isyana iten sebeplerin oluşmasına katkıda olanları Allah dahi affetmeyecek. Burs hakkı kazanamayan öğrencilerimizden 538 TL karşılığı Sağlık Sigortası istenirken Türkiye’deki öğrenimlerini karşılayacak gelir göstermeleri içinde banka hesaplarında 12 bin TL nin olması isteniyor. Bu ne rezillik ne kepazelik. Ülkenin ekonomik krizin eşiğinde bulunduğu bir yerde geçimini tırnaklarıyla tarladan kazanmaya çalışan azınlık aileleri için imkansız bir meblağ.Hele hele 43 bin oy alan DEB Partisi Başkanının " Azınlık köyleri iflas etmiştir. Her köyün girişine bu köy iflar etmiştir tabelasını asmamız lazım" dediği bir dönemde. Gelelim diğer önemli bir konuya.Dini özerkliğimize! Dünya anadil gününde bir açıklama dahi çıkarmaktan aciz olan kurum ve kuruluşlarımız yıllardır anaokulu istiyoruz diye bağırırken azınlık ilkokullarımız birer birer kapatılıyor. Eğitim özerkliğimiz elimizden alındıda hala haberimiz yok! Dün mecliste bir komisyondan Yeni Demokrasi ve PASOK Partilerinin desteğiyle yeni bir yasa tasarısı görüşülerek genel kurulda oylanması için kabul edildi. Her oturumda boy gösteren suya sabuna dokunmadan Batı Trakya ile Atina arasında mekik dokuyan milletvekillerimiz ne yazık ki bu sorumluluktan kaçmayı yeğleyerek Atina'da dahi olmadılar. Dini Cemaatlerin Dini Eğitimleri ve Din Adamları ile ilgili yasa tasarısı komisyonda kabul edildi. Bu yasa tasarısında azınlığın medreselerinin daha aktif hale getirilmesi ve bu medreselerde okutulacak olan kitapların ve izlenecek eğitim müfredatının belirlenmesi için doğrudan bakanlığa bağlı bir komisyonun oluşturulmasına ve tayinli müftülerin gözetiminde eğitim vermeleri öngörülmektedir. Burada azınlığın dini özerkliği Batı Trakya Türklerinin elinde alınıp doğrudan bakanlığa verilmektedir. Asıl önemli olan nokta ise bu medreselerin muhtemelen üniversite bünyesinde Selanik’te kurulması öngörülen İslam Bölümü ile doğrudan bağlantılı olarak din adamlarımızın buradan yetiştirilmesi. Çünkü bu yeni yasa tasarısına göre Yunan devleti artık Yunanistan dışında herhangi bir yerden mezun olan buna Türkiye de dahil din adamlarının Yunanistan'da görev yapmasının önünü kapıyor. Böyle önemli bir yasa tasarısının komisyondan geçerek genel kurula oylanması için gönderilmesi beklenirken neden azınlık önde gelenleri ve milletvekilleri suskun. Azınlık Danışma Kurulunun böyle önemli bir yasa tasarısı karşısında toplanması gerekmez mi! Son zamanlarda anavatanda yetkililerin ağzında ne hikmet bilinmez almış bir baş müftülük gidip duruyor. Daha önce bir Batı Trakyalı Türkün üzerinde sivri sinek uçsa hesabını soran anavatanın şimdi Yunan devletinin bu son uygulamarına sessiz kalmasının anlamı ne! Geçtiğimiz günlerde Batı Trakya bölgesini ziyaret eden Fener Rum Patriği her konuşmasında "Ekümenikliğini" gözlerimizin içine içine bakarak ilan ederken kendi sorunlarımız için bir araya gelemeyen azınlık önde gelenlerinin papazın konuşmasını dinlemek ve ona sevgimizi göstermek için aynı saflarda yer aldılar. Bu neye delalettir anlamadım gitti! Yine geçtiğimiz günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Yunanistan 16 mahkûmun açtığı dava için para cezasına çarptırıldı. Anlayacağınız 16 kişi Yunanistan'ı AİHM'nde hizaya getiriyor 130 bin Batı Trakya Türkü ayakta uyuyor veya uyutuluyor. Eğer ülke içindeki mücadeleden kaçıp uluslararası alanda boy gösterme şevkinden vazgeçmezsek olacağı bu. Eğer seçilmiş müftüler kendi kişisel sorunlarından uzaklaşıp topluma önderlik yapmazlarsa, dernek ve kuruluşlarımız o makamları çıkarları için görmekten vazgeçmezlerse, milletvekillerimiz hala kendilerini Kongo Cumhuriyetinin mebusları olarak görürlerse ve DEB Partisi de aldığı 43 bin oyun farkına varmaz ve kış uykusuna devam ederse yazıklar olsun! Saygılarımla Erhan İmamoğlu
|
826 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |