• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://twitter.com/rumelibalkanfed

                      
RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU

Süheyl ÇOBANOĞLU
suheylc@yahoo.com
Yunanistan' ın evhamları ve silahlanma hamlesi...
02/04/2013
Yorgo Papandreu ve Kostas Simitis’in Başbakanlığı dönemlerinde silahlanma harcamalarında tasarrufa önem veren Yunanistan şimdi yeniden silahlanma hamlesine başlıyor. Diplomatik ve stratejik konumunu güçlendirmek amacıyla savunma harcamalarını arttırmaya karar veren hükümet Hava ve Deniz Kuvvetlerini “modernleştirme zorunluluğunu” gerekçe göstererek uçak ve gemi filosu başta olmak üzere orduda yenilenme hazırlıkları yapıyor.(1)

Yorgo Papandreu ve Kostas Simitis’in Başbakanlığı dönemlerinde silahlanma harcamalarında tasarrufa önem veren Yunanistan şimdi yeniden silahlanma hamlesine başlıyor. Diplomatik ve stratejik konumunu güçlendirmek amacıyla savunma harcamalarını arttırmaya karar veren hükümet Hava ve Deniz Kuvvetlerini “modernleştirme zorunluluğunu” gerekçe göstererek uçak ve gemi filosu başta olmak üzere orduda yenilenme hazırlıkları yapıyor.(1)

Yunan Savunma Bakanlığı yenilenme çalışmaları için önümüzdeki birbuçuk yıl içinde harcamak üzere 10 milyar Euro düzeyinde bir bütçe ayırmış.Yunanistan’ın bu ek bütçeyle Çin ve Hindistan’dan sonra savunmaya en çok para harcayan dünyanın 3.ncü ülkesi olacağı belirtiliyor.(2)

Bu maksatla Hava Kuvvetleri için 2 milyar 600 Euro ayrılmış. Deniz Kuvvetlerine ise 2 milyar Euro karşılığında 6 adet ek fırkateyn satın alınmasına karar verilmiş. Bu satış karşılığında Fransa’nın Scalp Naval füzeleri vermeyi de önerdiği belirtiliyor.Ayrıca 5 mayın temizleme gemisi , 2 gambot , Deniz arama-kurtarma helikopterleri , eğitim uçakları da yenilenme projesinin parçası olacak.Bunlara ilave olarak Yunan yapımı ilk pilotsuz casus uçağı “Pegasus-2” görev uçuşları yapmaya hazır hale getirilmiş.(3)

AB üyesi bir devlet olup , komşuları da kendisine tehdit oluşturmıyan devletler veya AB üyesi ya da bizim gibi müzmin AB adayı devletler olan Yunanistan’ı evhama sürükliyen hangi paronayadır merak ediyorum. Düşünün ki ülkemizde özellikle finans sektöründe ciddi yatırımlar yapıp , Türkiye’nin tümünde 500’e yakın şubeyle hizmet veren 2 bankayı satın alan ve faaliyet gösteren bir komşumuzdur. Satın alan Yunan Bankalarının Genel Müdürlük binaları Osmanlı ve Türk karşıtı tablolarla bezenmiş olmasına rağmen ilgili makamlar satışa onay vermekte hiç bir kuşkuya kapılmamışlardı. Fakat nedense Yunanlılar Ziraat Bankasının Gümülcine’de şube açmasına kuşkuyla yaklaşmışlardır. Küçücük bir banka şubesinin Batı Trakya Türk azınlığı ile Türkiye arasında bağların kuvvetlendirilmesi amacıyla kullanılacağı , sonucunda da Kosova örneğindeki gibi özerklikten Batı Trakya’nın bağımsızlığına giden bir yolun açılmasına neden olacağı kuşkuları ortaya atılmıştır. Uzun uğraşılardan sonra (Herhalde karşılık olarak kendi yatırımlarının engellenebileceği endişesi ile) Atina ve Gümülcine’de birer şube açılmasına izin vermişlerdir. Biz karşılıklı ticaretin iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin gerçekleşmesine katkı yapacağını düşünür ve hiç bir peşin hükme bağlı kalmaksızın bir çok ülke tarafından stratejik olarak nitelenen kuruluşlarımızı dahi Yunan veya başkası demeden yabancılara satmakta beis görmedik. Alt tarafı bir banka şubesinin açılmasında dahi bu kadar kuşkucu olan komşumuzun silahlanma yarışında dünya liginin üçüncü sırasına çıkmasına ne anlam vermek gerekir , merak ediyorum.

Ama bu komşumuzun sıkıntıları ilk değil.Örneğin Makedonya Cumhuriyetinin isminden bile rahatsızlık duyar , Nato dahil heryerde veto eder.

Yunan Başbakanın Türkiye’ye gelişinde protokol gereği Anıkabir ziyareti ülkesinde sorun olur. Hatta Bilkent Üniversitesinde konuşma yaptığı kürsünün arkasında duran Atatürk maskından rahatsız olur. (Biz AB anlaşmalarını imzalarken duvardaki koskocaman Papa heykelinin altında olmaktan gocunmayız)

Yıllarca PKK terör örgütüne Yunan derin Devleti askeri , siyasi ve ekonomik desteği sağlarken , katil başını ülkesinin elçiliklerinde saklarken nedense biz iyi komşuluk ilişkilerinden ve uzo rakı muhabbetinden vazgeçemeyiz.

Anlaşmalara aykırı olarak ve bize karşı Ege adalarını silahlandırırken dostluk şiirleri yazar , karşılıklı sirtaki oynarız.

Kıbrısta yıllarca Türkleri katlederken de “Bekledim de gelmedin” şarkıları çalıyorlardı. Allahtan zamanın hükümeti 1974’te “Bir gece ansızım gelebilirim” deyiverdi.

Sovyetler Birliği dağılmadan önceki yıllarda bir Rus Devlet adamına atfen anlatılan anektod vardı.Güya Rus , Türk muhatabına “Bu kadar büyük bir orduyu bizim için besliyorsanız gücümüz karşısında yetersiz kalır.Eğer komşularınız için besliyorsanız fazla gelir.”

Şimdi aynı şeyi Türkiye sormalı. Bize karşı silahlanıyorsanız yetersiz kalır. Yok eğer diğer sınır komşularınıza karşı yapıyorsanız AB üyesi devletler olduğunuz için hem gerek yok hem de fazla gelir.

Yoksa hala zihin haitalarının derinliklerinde bir yerlerde sıkışıp kalmış 1071’de Alpaslan’dan ve 1453’te Fatih’ten başlıyarak Mustafa Kemal Atatürk'e ve günümüze uzanan travma mı var…

KAYNAKÇA

1-Gazeteler

2-Gazeteler

3-Gazeteler

Süheyl ÇOBANOĞLU



1097 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADIN OLMAK ZOR - 08/03/2016
KADIN OLMAK ZOR
Al Sana Soykırım - 01/03/2016
Al Sana Soykırım
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz - 29/01/2016
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz
KOPMAYACAĞIZ - 26/01/2016
KOPMAYACAĞIZ
İSLAMI KUŞATAN FİTNE - 14/01/2016
İSLAMI KUŞATAN FİTNE
DERDİNİZ NE ??? - 24/09/2015
DERDİNİZ NE ???
HANİ KARDEŞTİK !!! - 14/09/2015
HANİ KARDEŞTİK !!!
MEDENİYET DEDİĞİN... - 14/09/2015
MEDENİYET DEDİĞİN...
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ - 30/08/2015
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ
 Devamı