AB temsilcisi Karen Fogg, “Türk Tarihi ile hesaplaşmak lazım” demişti. ABD’li büyük ve derin işadamı David Rockefeller de, “ATATÜRK yüzünden planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık” demiş  ve  “Kürt Devleti projesini” de kendi projelerini hayata geçirmek  için yaptıklarını, bunun için  bir örgüt kurduklarını ifade etmişti...Bu arada ABD’nin, görüşmelere katıldığı halde Lozan anlaşmasını imzalamayan tek devlet olduğunu, ABD Başkanlarından Bill Clinton’ın 2000 yılında CNN’e yaptığı bir açıklamada “Küreselleşme gevşek sınırlar ister.Üniter devlet yapıları küreselleşmeye uygun değildir” dediğini unutmamak lazım.

Bebek katili teröristbaşının doğum günü ve PKK’nın sözde kuruluş tarihini Güneydoğu’da olaylar çıkararak kutlayan teröristler, 15.Ağustos.1984’teki ilk kanlı eylemlerinin tarihini de bayram ilan etmişler. Kato dağında yaktıkları ateşlerle Apo yazarak eğlenirken devlet adına ortada görünen yok...

Teröristler için şehitlikler yapılmakta, PKK.lıların oluşturdukları asayiş birimleriyle kent merkezlerinde yol kesip kontrol yapmakta, vergi adı altında haraç toplamakta, kaymakam atamakta, bölgede Kuzey Kürdistan adı altında toplantılar ve şehir merkezine silah ve üniformalarıyla inen teröristler ellerine mikrofonu alarak konuşma yapmaktadırlar. Ortada devlet adına görünen yok...

Gazetelerde fotoğraflarıyla yer alan bu ve benzeri olaylar nedeniyle TBMM’de verilen soru önergesine İç İşleri Bakanlığımız “konu edildiği şekliyle herhangi bir olayın meydana gelmediği anlaşılmıştır” şeklinde beyin çatlatan bir cevap verebilirken acaba ne amaçlanıyor?

Siirt’te önceki yıllarda güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda öldürülen PKK’lıların mezarlarını Kürtçe “şehitler ölmez” sloganlarıyla  ziyaret eden BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan KIŞANAK, teröristlere iadei itibar istemiş, bu durumda Türkiye Cumhuriyeti adına silah altındayken vatan uğruna diyerek şehit verdiğimiz mehmetçikler ve diğer kamu görevlilere “niyazi”  mi demek gerekiyor...

PKK şimdi de profesyonel orduya geciyormuş.Hani açılım süreci-barış süreci-çekilme süreci falan deniyordu ne oldu yahu? Şimdi karşımızda devletmi varki profesyonel odrudan bahsediyorlar.Ya da barıştan falan bahsederken bizi mi kandırıyorlardı yoksa?

Mit, Jandarma ve Emniyet raporlarında, PKK’lıların bir kısmının kent merkezlerine indiği, Eylül’deki demokratikleşme paketini beklediklerini belirtilirken, örgüt liderleri “verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz fena yaparım haa” diye tehditler savurmaktadırlar.Ne sözler verildi acaba diye merak ederken, hangi savaşı kaybetmiştik ki bu katil sürüsü bu kadar küstahlaşabiliyor???

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bazı BDP’li Belediyeler tarafından Suriyeliler adına toplanan yardımların PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’ye gönderildiğini iddia etmiş.Suriyeli Türkmenler 3,5 milyon nüfuslarına rağmen yok sayılırken, PKK uzantısı PYD’nin başı Türkiye’de kırmızı halılarda ağırlanıyor!!! Kendi ayağımıza niye kurşun sıkıyoruz?

Suriye’nin yaşadığı kan denizi içinde fırsattan istifade eden PYD’nin sınırımızda hakimiyeti ele geçirdiği, Irak’ın fiili oloarak çözüldüğü, Mısır’ın ise iç savaşa doğru sürüklendiği görülmekteyken Allah korusun tehlikenin giderek bize yaklaştığını görmüyormuyuz?

Başbakan Yardımcımız, Bursa’da Balkan Türkleri tarafından kurulmuş bir dernek ziyaretinde Atatürk’ün sevdiği şarkılardan olan “Vardar Ovası türküsü”, söylenmek istendiğinde içinde “rakı” sözcüğü geçtiği için İslami inanç adına engellemiş. Bu tavır karşısında Balkan kökenli olan dernek yöneticilerinin kıkırdamaları da üstüne tüy dikmiş. Dernekler masası tarafından  dernek isimlerinde  “.....Türk-Türkiye-Türkleri” gibi isimlerin kullanılmasına izin verilmezken adında “Kürdistan”  bulunan Gençlik Hareketi Derneğine izin verilmiştir.Türklüğümüzden utanıyormuyuz, ya da Türk’e neden bu kadar karşıyız? Burası Türkiye değilmi? Diye sormadan edemiyorum.

Bunlar olurken yavruvatan dediğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde CTP milletvekili feminist Doğuş Derya, Meclis’te yemin ederken KKTC’ninbağımsızlığını ve bütünlüğünü öne çıkaran yemin yerine, “Rumlarla federal Kıbrıs kurma ülküsünden vazgeçmiyeceğim” demiş!!! Kardeşim o Rum ki seni yoketmek ve soyunu kurutmak için elinden geleni esirgemediği gibi eğer akıllı olmazsan geçmişte babana ve dedene yaptığı kötülükleri gelecekte de sana ve çocuklarına fazlasıyla yapacağından hiç şüphen olmasın.İstiyorsan önce biraz tarih oku sonra da Rum’un söylem ve eylemlerine daha dikkatli bak.Hiç bir zaman samimi olmadığını, Türk’e olan kin ve nefretinin sonsuza kadar azalmıyacağını göreceksin. Yine de sen bilirsin, bize göre hava hoş...

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

www.rubasam.com