Bülent ARINÇ'a suikast yalanıyla başlayan ve takipsizlikle sonuçlanan Kozmik Oda soruşturmasının 19 Aralık 2009-11 Şubat 2010 arasındaki olağanüstü ayrıntıları ortaya çıkınca bir kez daha dehşete kapıldık. Gazete manşetlerine yansıyan haberlere göre devletin en mahrem sırları çalınmış!!! Genelkurmayın "devlet sırrı" olduğunu belirttiği 1.5 terabaytlık belgeleri içeren hard disklerden, bilirkişilere teslimi sırasında kimliği belirsiz kişilerce imaj alınmış ve bunun için tutanak tutulmamış. Vah ki ne vah, memlekete bak ne hale gelmiş...

 

İktidarı ele geçirmek için her şeyi meşru sayan, olmayan hadiseleri olmuş gibi gösterip halkı kandıranların kozmik odadan ele geçirdikleri "çok gizli bilgiler" çoktan yabancı servislerin eline geçmiştir. Bundan sonra söyleneceklerin hiç bir anlamı ve değeri yoktur...

 

19 Aralık 2009'da Arınç'ın evinin bulunduğu Çukurambar semtinde iki subayın gözaltına alınmasıyla başlayan soruşturmanın tüm evrelerinin anlatıldığı kararın, "sonuç ve değerlendirme" bölümünde çarpıcı bilgiler yer aldı. Soruşturmanın başlamasına neden olan ihbarın sahte olduğu belirtilen kararda, şöyle denildi: "Soruşturmanın başlatılmasına neden olan ve ihbarın yapıldığı belirtilen Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne ait olan 0312 303 52 25 nolu telefonun 19.12.2009'da saat 14:50'de (saat 14:45-14:55 aralığında) herhangi bir telefondan aranmadığı, HTS kaydı bulunmadığı ... (anlaşılmıştır.)"

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla başlatılan Kozmik Oda soruşturmasında, 38 asker hakkında verilen takipsizlik kararında, 5 yıl 3 ay önce yaşananların Arınç'a suikast girişimi olmadığı, ifade edildi. Karar; Seferberlik Tetkik Kurulu'nun kozmik odalarında yapılan aramalarda nelerin deşifre olduğunu da gün yüzüne çıkardı. Karara göre, Özel Harp Dairesi olarak bilinen ve savaş zamanında halkı örgütlemek için kurulan Seferberlik Tetkik Kurulu'na bağlı olan bütün illerdeki "beyaz personel, siyah personel, yeşil personel, turuncu personel ve yardımcı kuvvet" personelin listesi ile "yeni kurulması gereken gerilla birlikleri" gibi bilgiler Kozmik Oda'daki aramalar sonrası savcılık dosyasına girerek, açığa çıkmış... Savcılık, takipsizlik kararıyla devlet sırrı niteliğindeki 1,5 Terabayt'lık bu bilgilerin tümünün Genelkurmay'a iadesine karar vermiş...

 

Günaydıııııııııııın... Kozmik Oda masalı, tüm gazetelerin birinci sayfalarında büyük bir coşkuyla yer aldığında, Türkiye Cumhuriyetine ve Türk Milletine yapılmış alçakça bir operasyon olduğunu anlamak için alim olmaya gerek yoktu. Nitekim devlet adamlığı vasıflarını taşıyan yılların siyasetçisi ve 9.ncu Cumhurbaşkanımız Sn.Süleyman DEMİREL "hakim Kadir Bey'e güveniyorsun da Komutana niye güvenmiyorsun..." diyerek çelişkiyi çok açık bir şekilde ortaya koymuştu, ama kimin umurundaydı...

 

Emekli Tümgeneral Beştepe ise; Özel Kuvvetler'in yabancı bir ülkenin yurdu işgali sırasında görev aldığını, listelerin tamamının da olası bir savaş durumuna karşı hazırlandığını kaydederek, "Savaş hazırlığı için de Silahlı Kuvvetler'in belirli malzemelerini, belirli yerlerde depolar. Bunun için bazı kişileri eğiterek bu malzemeleri nereden alcağını belirler. Sistem budur. Her mahallede, şehirde, kasabada bir işgal durumunda kimler kullanılacak belirlenmiştir. O isimler de genelde çevresindekileri toplarlayabilecek ve sevilen, saygın kişiler olur." Şeklinde yorum yapmış.

 

Cumhuriyet, Atatürk ve Türk düşmanlığıyla, Türk Askerini pasifize edip, polis devleti kurma ve hilafeti getirme hevesiyle, yargıda, eğitimde ve tüm bürokraside oluşturulan yapının varlığı hiç bir şekilde kabul edilemez.

 

Ağzından çıkan her söz yalan, yediği her ekmek dilimi haram olanların kumpaslarıyla, "Bülent Arınç'a suikast" yalanının "Ergenekon" ve "Balyoz" üzerinden orduya son darbenin vurulması için hazırlanmış bir "tezgah" olduğunu sağduyulu vatandaşlar hissediyor fakat çaresizlikten sesini çıkaramıyordu. Ustaca sahnelenen planın hedefi, TSK'nın en mahrem bilgilerinin olduğu "Kozmik Oda"ya girerek, Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin emniyet sübabı olan bu güzide kurumu işlevsiz bırakmaktı...Sahte delillerle ve yalancı gizli tanıklarla, masum insanların hayatını karartan, devlete darbe vuran "suikastın dayanaklarını arama" iddiasıyla Kozmik Oda'ya kadar sızan kumpasçıların asıl amacı ortaya çıkmasına çıktı ama gayelerine de ulaşmış oldular. 50-60 yıllık göz nuru, alınteri, yüksek bir özveri ve binbir emekle oluşan bu yapının artık hiç bir değeri kalmamış ve çöpe atılmıştır. İşin kötüsü bu devlet anlayışı nedeniyle bundan sonra vatana ve millete özveriyle hizmet edecek insanları bulmak çok zor olacaktır...Yazık ettiler, hem çok yazık...

 

Kozmik oda, "nefsi müdafaadır", "Kuvayi milliye"dir ve asla unutulmamalıdır... Bülent Arınç, kozmik odanın kapısını kırıp, bu milletin kuvayi milliyesi'ne girmek için kullanılan levyedir! Diyen Yılmaz ÖZDİL, Sözcü Gazetesindeki köşesinde konuyu çok güzel özetlemiş. Allah devletimizi ve milletimizi kötülerin şerrinden korusun...