RUMELİ BALKAN DERNEKLERİ FEDERASYONU
Süheyl ÇOBANOĞLU
suheylc@yahoo.com
İYİ BİLİRİZ
19/06/2015 İYİ BİLİRİZ Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı, siyaset hayatımızın "BABASI" Süleyman DEMİREL, yeri doldurulamayacak bir boşluk bırakarak ebediyete intikal etti. Ömrünü ülkemizin kalkınmasına adayan, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin Genel Başkanı, Başbakan, 9.Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in Isparta'da "ÇOBAN SÜLÜ" adıyla başlayan yaşam mücadelesi, "BARAJLAR KRALI" ve "MUHTEŞEM SÜLEYMAN " olarak devam etti. Türkiye'nin yasaklı yıllarında "BİR BİLEN" di. Türkiye'nin "BABA"sı olarak olarak hayata gözlerini yumdu. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milletine başsağlığı dilerim. 40 yılı aşkın siyasi hayatında "altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen" Demirel, hayatını siyasete adayan, hizmet sevdalısı, büyük Türkiye'nin mimarı ve iyi bir devlet adamıydı. Olaylarla dolu yaşamında "Su İşleri müdürü, barajlar kralı, çoban sülü, bir bilen ve baba" gibi bir çok lakapla da anıldı. Siyasi yaşamına 1962 yılında Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliği ile başladı. Yıllar içinde hayırla yadedilen bir çok hizmete imza attı. 28 Kasım 1964 tarihinde Adalet Partisi'nin genel başkan seçilmesinin ardından, 1965 tarihleri arasında görev yapan koalisyon hükümetinde meclis dışından Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. Aktif bir siyasi yaşamı olan ve Adalet Partisi'nin başında olan Süleyman Demirel, 10 Ekim 1965'te yapılan genel seçimlerde yüzde 52 oy alarak tek başına iktidar oldu. Aynı zamanda Isparta Milletvekili olarak da parlamentoya girdi ve Türkiye'nin 12'nci başbakanı olarak hükümetini kurdu. 68 öğrenci olaylarıyla başlayan sancılı dönem, 70'li yıllarda sağ-sol çatışması olarak anılan anarşi ve terör sürecine dönüşmüştü. 1974 Kıbrıs Harekatından sonra ABD'nin ambagosuyla sarsılan ekonomi ve dünyadaki petrol fiyatlarının hızlı artışıyla ülkemizde hayli sıkıntılı bir döneme yol açmıştı. O buhranlı günlerde sorumluluk üslenerek hükümet kurmuş ve fırtınalı günlerde ülkeyi kaptansız bırakmamıştı. Soner Yalçın'ın deyişiyle; "Anadolu'nun bir köyünde doğan Çoban Sülü'nün, devletin tepesine kadar gelip ülkeyi yıllarca yönetmesi, cumhuriyetin faziletidir... Cumhuriyetin yüceliğini, laikliği, Mustafa Kemal devrimlerini, çağdaşlığı anlamış ve sevmişti Demirel...Bu gün her görüşten insanın yüreğinin yanması ondandır..." "Çoban Sülü" lakabı takılmasından hiç alınmamış, gurur duyduğunu söylemişti. Sevecen, babacan, anlayışlı, hoşgörülü, olgun bir devlet adamı ağırlığıyla herkesimden saygı ve sevgi gördü. Muhalif vatandaşlara, hakaret etmedi, danışmanına tekmelettirmedi, fiziki müdahale ile tepki göstermedi, espirili cümlelerle yanıt verdi, şimdilerde tomalar ve gaz bombalarının göz açtırmadığı yollarda eylem yapan gençlere, hitaben "yollar yürümekle aşınmaz" diyerek hoşgörü gösterdi. Siyasetin zirvelerinde olmasına rağmen Güniz Sokak'taki mütevazı evinde yaşadı, lüks ve şatafat meraklısı olmadı. Farklılıklara saygılı kişiliğiyle, kurduğu koalisyon hükümetlerinde karşıt görüşlerin dahi ülke menfaatleri için işbirliği yapabileceğini gösterdi. Mahkemelerde yargılandı, dört ay hapis yattı, 5 yıl siyaset yapması yasaklandı, ama başkaları gibi senelerce mağdur edebiyatıyla duygu istismarı yapmadı. 12 Mart ve 12 Eylül gibi askeri müdahalelerde mağdur olmasına rağmen hiçbir şekilde milletinin ordusunu hedef yapmadı. Milli orduya kumpas kuranlara "ne istedilerse vermemiş", ömrünü bölücü teröristlere karşı mücedele ile tüketmiş yüzlerce subayını ve hatta Genelkurmay Başkanını "terör örgütü yönetciliğinden" hapse attırmamıştı. Gayri milli projelerin eşbaşkanı değildi, milliydi, vatanseverdi. Türk'lüğe, Atatürk'e, Cumhuriyet'e, halkın değerlerine ve ettiği yemine saygılı, iyi bir devlet adamıydı. Yandaş-yalaka-havuz medyası oluşturmadı, muhalif medya patronlarına devlet gücü ile büyük ekonomik baskı uygulamadı,algı operasyonlarına tenezzül etmedi, kendisine muhalif gazetecileri ötekileştirmedi, işten attırmadı, insanların ekmeği ile oynamadı. Değil yolsuzluklara karışan bakanları ve oğullarını kollamak, hayali ihracat yapan öz yeğeni Yahya Demirel'i bile yargılatıp mahkûm ettirdi. Halkla kavgalı olmamış, insanları "ya taraf olursun ya da bertaraf" diyerek tehdit etmemişti. Dış ilişkilerde macera aramaktan ziyade, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini gözeten, dengeli ve tutarlı politikalar uygulamış, Ortadoğulu kabile devletlerinin şeytani planlarına uzak durmuştu. Komşularla sıfır sorun deyip, herkesle kavgalı olmamıştı. Sadece ülkesine hizmet etmeyi, halkın refahını arttırmayı düşünmüş, fırtınalı bir dönemin unutulmaz lideri olarak kendisine muhaliflerin gönlünde bile saygı uyandırmıştı. Sen rahat uyu Sayın Cumhurbaşkanım, mekanın cennet olsun, Allah gani-gani rahmet eylesin. Türk Milleti sizi ve hizmetlerinizi asla unutmayacaktır... Süheyl ÇOBANOĞLU RUBASAM Bşk.V. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KADIN OLMAK ZOR - 08/03/2016 |
KADIN OLMAK ZOR |
Al Sana Soykırım - 01/03/2016 |
Al Sana Soykırım |
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz - 29/01/2016 |
6-7 Eylül'ü biliriz de 29 OCAK'ı Neden Bilmeyiz |
KOPMAYACAĞIZ - 26/01/2016 |
KOPMAYACAĞIZ |
İSLAMI KUŞATAN FİTNE - 14/01/2016 |
İSLAMI KUŞATAN FİTNE |
DERDİNİZ NE ??? - 24/09/2015 |
DERDİNİZ NE ??? |
HANİ KARDEŞTİK !!! - 14/09/2015 |
HANİ KARDEŞTİK !!! |
MEDENİYET DEDİĞİN... - 14/09/2015 |
MEDENİYET DEDİĞİN... |
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ - 30/08/2015 |
TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZMIŞ |
Devamı |