Bulgaristan Hükümetinin Meclis Kararının uygulanmasında samimi olmasını bekliyor ve asimilasyon sürecinin sona erdiği güvencesinin kardeşlerimize verilmesini temenni ediyoruz.

Bulgaristan Parlamentosu Demokratik Sisteme geçişten 22 yıl sonra Komünist Rejim Döneminde ülkedeki Türk ve Müslüman Azınlığa karşı yürüttüğü asimilasyon sırasında kısaca isim değiştirme, ibadet yasağı,anadilde konuşma ve zorunlu göç gibi etnik temizlik kampanyasını kınayan bir bildiriyi 11.01.2012 tarihinde kabul etti.

Eski Başbakan ve DSB partisi lideri İvan Kostov tarafından hazırlanan Bildirinin oylamasına ana muhalefet Bulgar Sosyalist Partisi ve aşırı milliyetçi ATAKA partisi milletvekillerinin katılmadığı,oylamaya katılan 115 milletvekilinden HÖH partisi milletvekilleri dahil 112’sinin desteği ile bildiri kabul edildiği haberlerde yer almıştır.

Parlamentoda ülke için büyük önem arz eden bu konuda kararın alınması aşamasında ana muhalefet partisi milletvekillerinin oylamaya katılmaması bizi rahatsız etmiştir. Bildiride yer verilen ve bilinen en son asimilasyon uygulaması “Yeniden doğuş süreci “ olarak adlandırılan etnik temizlik kampanyası sırasında 1984-1989 yılları arasında resmi verilere göre en az 517 kişinin öldürüldüğü,Kurulan Toplama kamplarına 500’ü Belene,1000’i diğer kamplarda olmak üzere toplam 1500 Bulgaristan Türkünün toplama kamplarına sürüldüğü kabul edilmektedir.

Toplama kamplarında Türklerin sistematik işkence,tecavüz ve psikolojik baskıya tabi tutuldukları Basında yer almıştır.Bu süreç ayrıca 400 bini aşkın Türkün de göçe zorlandığı bir asimilasyon ve etnik arındırma kampanyası olduğu kabul edilmiştir.

Bildiride son yapılan asimilasyon uygulamalarına ağırlık verilmiş olmasına rağmen içeriğinde “Türk ve Müslümanlara yapılan zorla asimilasyonun kınanması” ifadesi tüm Komünist Rejim Dönemini kapsadığını da düşündürmektedir.Çünkü önceki yıllarda Bulgaristan Devleti tarafından aynı asimilasyon uygulamaları Müslüman Pomaklara ve Romanlara da yapılmıştır.

Bildiri Bulgaristan devletinin Türk ve Müslümanlara karşı girişilen asimilasyon kampanyasını resmi olarak kabul eden ilk belge olması açısından şüphesiz büyük önem taşımaktadır.Soydaş ve Dindaşlarımıza yapılan haksız uygulamaların resmen kabul edilmesi bizce “Evet” Bulgaristan’da yaşayan kardeşlerimiz ve ülkelerimiz arasındaki iyi ilişkiler bakımından olumlu bir gelişmedir. Ancak herhangi bir yaptırım ön görülmemiş olması,sadece bir özür dileme,kınama ile yargılama sürecinin yeniden ele alınması gerektiği gibi bir dilek temenniden ibaret kalacağını düşündürmektedir.

Belirtilen yönüyle de bildiriyi yetersiz buluyoruz. Yaptırımlar konusunda fazla da umutlanmamak gerektiğini düşünüyoruz,nihayet iktidarda Bulgaristan’da “asimilasyonun fikir olarak doğru, metot olarak yanlış” olduğunu söyleyen bir Başbakan var.22 yıldır asimilasyonu yapanların cezalandırılmasına izin vermeyen ve zamanaşımına uğratılması için elinden geleni yapan bir yargı var.Uygulamanın başında bulunanların bir çoğunun ölmüş olmasına rağmen,hala sistemin içinde onlardan kalan ve direnen bir bürokrasi var.

Bildiğimiz kadarıyla asimilasyon mağdurları tarafından Bulgaristan’da açılan ve yargı süreci bitmiş,sonuçlanmış bir dava henüz yoktur ki bundan sonra diğer aşamalara geçilsin. Konuyu gündeme getiren, tasarıyı Parlamentoya sunan ve Bildiriye destek veren Bulgaristan Hükümeti ve tüm Milletvekillerine,üye derneklerimiz ve kardeşlerimiz adına Rumeli Balkan Fedarasyonu olarak teşekkür ediyor,iyi komşuluk ve dostluk ilişkileri adına bundan sonra gelişen sürecin yakından takipçisi olacağımızı saygıyla kamuoyuna bildiriyoruz.

20.01.2012

RUMELİ BALKAN FEDERASYONU

GENEL BŞK.YRD.

HÜSEYİN BASKIN

Yorumlar